25 Şubat 2019 Pazartesi

Pamporovo


Kar yağarken doğayı dinlemelisin.
Alexander Christian Irvine
Aslında ihtiyacım olan tam da buydu… Doğayı dinlemek, onun kadim kurallarından birini hiç istemesem de kabullenmek için kendimi telkin etmek… Üzüntümle barışmak, yaşadığım kaybı kabullenmeye başlamak...
Bir yandan da oğlum var düşündüğüm. Onun doğa ile, kar ile, sıcak ile, soğuk ile velhasıl tabiat ana ile barışık, uyumlu bir çocuk olmasını istiyorum. Doğayı sevmesi, ondan gelen her şeye ilgi duyması en büyük isteklerimden. Daha doğrusu onun ihtiyacının da bu olduğunu düşünüyorum.  Bizimle birlikte sürüklendiği büyük şehir karmaşasından arada sırada da olsa uzaklaşıp insanın ait olduğu yerin doğa olduğunun bilincine varması, bu bilinçle büyümesi... Eh, bir de eşim var çok çalışan, çok yorulan. Sonuçta aile olarak hepimizin ihtiyaçları aynı yönde olunca, sakin, yakın ve oğlumuzun kış sporlarıyla tanışabileceği bir bölge olan Pamporovo’yu tercih ettik.
Sömestrin ilk haftasının tamamını Pamporovo’da geçirecek şekilde planladık tatilimizi. Karayolunu kullanarak kendi aracımızla ulaşım sağladık. Bulgaristan’ın en büyük ikinci şehri olan Filibe’ye iki saat uzaklıktaki bu bölgeye seyahatimiz sırasında bize mükemmel bir manzara eşlik etti. Yaklaşık altı saatlik yolculuğun ardından vardığımız,  1900 m yüksekliğe kurulmuş olduğunu öğrendiğim Pamporovo’da ilk gözüme çarpan ve beni en çok etkileyen şey gökyüzüne değecekmiş gibi duran çam ağaçlarıydı.  Otele adım attığımız andan itibaren merkezin Türkler tarafından çok ilgi gördüğünü fark ettim. Çalışanların da neredeyse tamamı Türkçe biliyordu.
Birlikte seyahat ettiğimiz arkadaşlarımızın deneyimlerinden yararlanarak oğlumuz için hemen bir kayak eğitmeni bulduk. Farklı zorluk derecelerindeki pistlerin olması yeni başlayanların kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlarken daha uzun süredir bu sporu yapan insanlar için de uygun koşulları yaratıyor.  Kayak eğitmenlerinin de Türkçe’ye hakim olması oğlum ders alırken kendimi daha rahat hissetmemi sağladı.
Bu sayede ben de eşsiz bir manzara ve çok az yerde rastlayabileceğim tertemiz bir hava eşliğinde kitabımı okuyup kahvemi yudumladım.
                Akşam yemekleri için gidilebilecek otantik, şirin, küçük restoranlar da beni ayrıca cezbetti. Bu mekanlardaki yemeklerinin lezzeti kadar kendinizi başka bir zamanda yaşıyormuş gibi hissettiren atmosferleri de  çok etkileyiciydi. Kendine has kültürü, lezzetli yemekleri, tertemiz doğası ile Pamporovo gidilebilecek yerlerden birisi. Deneyin derim.

Kitaplara ve Okumaya Dair

  KİTAPLARA VE OKUMAYA DAİR “Akşam vakti, büyüleyici bir masalın tam ortasındaki bir çocuğa, kerameti kendinden menkul bir gerekçe göstere...