Kar yağarken doğayı dinlemelisin.
Alexander Christian Irvine
Aslında ihtiyacım olan tam da buydu… Doğayı dinlemek,
onun kadim kurallarından birini hiç istemesem de kabullenmek için kendimi telkin
etmek… Üzüntümle barışmak, yaşadığım kaybı kabullenmeye başlamak...
Bir yandan da
oğlum var düşündüğüm. Onun doğa ile, kar ile, sıcak ile, soğuk ile
velhasıl tabiat ana ile barışık, uyumlu bir çocuk olmasını istiyorum. Doğayı
sevmesi, ondan gelen her şeye ilgi duyması en büyük isteklerimden. Daha doğrusu
onun ihtiyacının da bu olduğunu düşünüyorum. Bizimle birlikte sürüklendiği büyük şehir karmaşasından arada sırada da olsa uzaklaşıp insanın ait olduğu yerin doğa olduğunun bilincine varması, bu bilinçle büyümesi... Eh, bir de eşim var çok çalışan, çok yorulan. Sonuçta aile olarak hepimizin ihtiyaçları aynı
yönde olunca, sakin, yakın ve oğlumuzun kış sporlarıyla tanışabileceği bir
bölge olan Pamporovo’yu tercih ettik.
Sömestrin ilk haftasının tamamını Pamporovo’da
geçirecek şekilde planladık tatilimizi. Karayolunu kullanarak kendi aracımızla
ulaşım sağladık. Bulgaristan’ın en büyük ikinci şehri olan Filibe’ye iki saat
uzaklıktaki bu bölgeye seyahatimiz sırasında bize mükemmel bir manzara eşlik
etti. Yaklaşık altı saatlik yolculuğun ardından vardığımız, 1900 m
yüksekliğe kurulmuş olduğunu öğrendiğim Pamporovo’da ilk gözüme çarpan ve beni
en çok etkileyen şey gökyüzüne değecekmiş gibi duran çam ağaçlarıydı. Otele adım attığımız andan itibaren merkezin
Türkler tarafından çok ilgi gördüğünü fark ettim. Çalışanların da neredeyse
tamamı Türkçe biliyordu.
Birlikte seyahat ettiğimiz arkadaşlarımızın
deneyimlerinden yararlanarak oğlumuz için hemen bir kayak eğitmeni bulduk. Farklı
zorluk derecelerindeki pistlerin olması yeni başlayanların kendilerini daha
güvende hissetmelerini sağlarken daha uzun süredir bu sporu yapan insanlar için
de uygun koşulları yaratıyor. Kayak
eğitmenlerinin de Türkçe’ye hakim olması oğlum ders alırken kendimi daha rahat
hissetmemi sağladı.
Bu sayede ben de eşsiz bir manzara ve çok az
yerde rastlayabileceğim tertemiz bir hava eşliğinde kitabımı okuyup kahvemi
yudumladım.
Akşam
yemekleri için gidilebilecek otantik, şirin, küçük restoranlar da beni ayrıca
cezbetti. Bu mekanlardaki yemeklerinin lezzeti kadar kendinizi başka bir zamanda yaşıyormuş gibi hissettiren atmosferleri de çok etkileyiciydi. Kendine has kültürü, lezzetli yemekleri, tertemiz
doğası ile Pamporovo gidilebilecek yerlerden birisi. Deneyin derim.