7 Ekim 2019 Pazartesi

Tülay Üstündağ ile Yaratıcı Drama


Yaratıcı drama, empatinin sanatsal izdüşümüdür.
Alfred Adler
Alfred Adler, “İnsanın Doğasını Anlamak” isimli kitabında, yaratıcı drama ile ilgili fikirlerini bu şekilde dile getirir. Program geliştirme sürecinde bir ders olarak yaratıcı dramayı ele almanın, yaratıcı drama öğelerini derslerimizin içine entegre etmenin önemini hepimiz biliyoruz, sıklıkla duyuyoruz. Ancak sınıf öğretmenleri olarak bunu ne şekilde yapacağımız sorusuna her zaman cevap bulamıyoruz.
Eylül ayında okulumuzun desteği ile katıldığım, İzgören Akademi’nin düzenlediği “Biz Bize Yaratıcı Drama Atölyesi”nde, bu işin gerçek bir ustası olan çok yönlü eğitmen (aynı zamanda danışman, program geliştirme uzmanı, yaratıcı drama eğitmeni, yazar) Sayın Tülay Üstündağ ile tanışma fırsatını elde ettim. Konuşmasıyla, tarzıyla, konuya hâkimiyetiyle beni çok etkiledi. “Yaratıcı Drama Öğretmeninin Günlüğü” isimli kitabı oldukça dikkat çekici noktaları içeriyor.
Tülay hoca, çalışmamıza başlarken bize öncelikle “Neden buradayım?” ve “Derslerimde yaratıcı dramayı nasıl kullanırım?” kaygısından kurtulmamızı öğütledi. Yaratıcı dramayı hayatımızın bir parçası, empati kumanın önemli bir yöntemi ve özellikle de kendimizi tanımanın ilk adımı olarak görmemiz gerektiğini kendimize sık sık hatırlatmamızı istedi.
Çalışmanın ardından bir süzgeçten geçirip “Neden yaratıcı drama?” sorusunu kendime sorduğumda bulduğum cevapları sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, kalıplaşmış ve geleneksel hale gelmiş, yıllardan beri değişikliğe uğramamış eğitim araçlarıyla öğrencilerimizi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirmenin olanaksız olduğu artık kabul edilmiş bir gerçek. Ezber gerektiren bilgileri aktarmak yerine öğrenme konusunda merak uyandırmak, öğrenmeyi öğretecek yöntemleri belirlemek çok daha önemli. Problem çözme yeteneğini geliştirmek, araştırma becerilerini edinmelerini sağlamak, bilimsel düşünme alışkanlığını oturtmak, iletişim kurmanın önemini kavratmak ve her şeyden önce estetik düşünmeye eşlik eden yaratıcılık becerisini benimsetmek hedefimiz olmalı. İşte bunun için yaratıcı drama…
Heatcote ve Herbert’e göre drama, sahneye çıkmadan ve bir oyunda rol yapmadan yaşam deneyimini genişletmektir. Yaşam deneyimini genişletmek öğrencinin yaratıcılığı ve estetik algısını artıracak en temel faktördür. Grup çalışmaları aracılığıyla kişilerin kendilerini rahatça ifade etmelerini sağlar. İçinde bulunduğumuz çağda kendini rahatça ifade edebilen, grup çalışmalarına rahatlıkla katılan bireyler gerçek başarının ipucunu yakalamış demektir. Bireyin merkezde olduğu günümüz eğitim anlayışında çocukluk döneminden itibaren çevresindekileri taklit eden, yeni durumlara kolaylıkla uyum gösteren, çocukluk dönemine ait bir ihtiyaç gibi görünse de hiç bitmeyen oyun oynama gereksinimini sona erdirmeyen bir anlayıştır.
Sonuç olarak, yaratıcı drama, duygusal gelişime hizmet eden bir araç olarak kullanılabilir ve bilgiyi tekrarlamak yerine bilinenleri sorgulayan, günümüz insanını yetiştirmemize önemli bir katkı sağlar.
Tülay Üstündağ’a göre öğretim sürecinin bireyin dünyayı anlayabilmesi yönünden; onların çevreleriyle, başkalarıyla ve kendileriyle etkileşim ve iletişime girmeleri için olanaklar sağlanması açısından, yaratıcı drama öğretimi gelecek yüzyılın istenilen davranış örüntülerine sahip insanını yetiştirmede bir seçenektir.



Kitaplara ve Okumaya Dair

  KİTAPLARA VE OKUMAYA DAİR “Akşam vakti, büyüleyici bir masalın tam ortasındaki bir çocuğa, kerameti kendinden menkul bir gerekçe göstere...